Tom konsantrasyonunu kaybediyor.
- Tom is losing his concentration.
Televizyondan gelen en küçük bir ses bile konsantrasyonumu bozuyor.
- Even a small sound from the TV interferes with my concentration.
Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.
- Tom's grandfather was a concentration camp survivor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Nazileri Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdüler.
- During the Second World War, German Nazis killed many people at the Auschwitz concentration camp.
Esirler, toplama kampından kaçtı.
- The prisoners fled from the concentration camp.
Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.
- Tom's grandfather was a concentration camp survivor.
The act or process of removing the dress of ore and of reducing the valuable part to smaller compass, as by currents of air or water.
chemistry The amount of solute in a solution measured in parts per million (ppm).