Tom sakin kalmaya çalıştı.
- Tom tried to stay composed.
Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.
- All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds.
Jüpiter esas olarak hidrojen ve helyumdan oluşan bir gezegendir.
- Jupiter is a planet principally composed of hydrogen and helium.
Ekonomistler 2060 yılı civarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşan sözde Batı dünyasının küresel ekonomideki egemen konumunu kaybedeceğini tahmin ediyorlar.
- Economists predict that around the year 2060, the so-called Western world, composed of Europe and North America, will lose their dominant position in the global economy.
Bir su molekülü üç atomdan oluşur: iki hidrojen ve bir oksijen.
- A water molecule is composed by three atoms: two hydrogen and one oxygen.
ABD 50 tane devletten oluşur.
- The USA is composed of 50 states.
Birleşik Devletler 50 eyaletten oluşmuştur.
- The United States is composed of 50 states.
İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
- The human body is composed of billions of small cells.
Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
- The committee is composed chiefly of professors.
Yokohama ilini oluşturan 18 yönetim bölgesinden biri de Naka'dır.
- Naka is one of the 18 administrative districts that compose Yokohama prefecture.
Kaç tane kimyasal element, suyu oluşturur?
- How many chemical elements compose water?
Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.
- A nation creates music — the composer only arranges it.
İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.
- The human body is composed of billions of small cells.
Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
- The committee is composed chiefly of professors.
Try to compose your thoughts.
The members compose the church.
The defendant couldn't compose herself and was found in contempt.
... is composed of many social scientists who ...