Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
- A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.
- They say amniotic fluid has roughly the same composition as sea water.
Onun İngilizce kompozisyonunun beş hatası var.
- Her English composition has few mistakes.
Bu kompozisyon o kadar kötü yazılmış ki ben onun ne anlama geldiğini çıkaramıyorum.
- This composition is so badly written than I can not make out what he means.
Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı.
- He received a large sum of money in compensation for his injury.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
O hizmeti için hiçbir bedel almadı.
- He received no compensation for his service.