Durum kaotik hale geldi.
- The situation became chaotic.
Kaotik evliliklerinde ilk kez Dania, Fadıl'a hayır dedi.
- For the first time in their chaotic marriage, Dania said no to Fadil.
O biraz karmakarışıktı.
- It's been kind of chaotic.
O biraz karmakarışıktı.
- It was a little chaotic.
Tom, sarhoş ve düzensiz olduğu için tutuklandı.
- Tom was arrested for being drunk and disorderly.
Ben sarhoş olabilirim ama ahlaksız değilim.
- I may be drunk, but I'm not disorderly.