Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Tam cümleler istiyoruz.
- We want complete sentences.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
- Tom worked all day and was completely worn out.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Çabucak bu resmi tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Numarayı tamamıyle unuttum.
- I completely forgot the number.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Tamamen unutulduğunu düşünecek.
- He will think he has been completely forgotten.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Binanın iskeleti artık tamamlandı.
- The frame of the building is now complete.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak.
- The album will have been completed by next July.
Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
- The New Tokaido Line was completed in 1964.
He completed the assignment on time.
We were totally exhausted from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.
... data to do spellings, to use the data to do auto complete. ...
... And we want to provide a complete solution. So today, we're releasing the hardware and ...