Tom işin ehli görünüyordu.
- Tom seemed competent.
Sanırım o işin ehli biridir.
- I think he's a competent person.
Bana çok yetkili bir kişi olduğun söylendi.
- I've been told that you're a very competent person.
Onların yetkili bir kişi olduğunu düşünüyorum.
- I think they are a competent person.
Ben son derece yetkinim.
- I am extremely competent.
Tom ve Mary her ikisi de çok yetenekli öğretmenler.
- Tom and Mary are both very competent teachers.
O ünlü bir şair ve yetenekli bir diplomattı.
- He was a famous poet and a competent diplomat.
Biz son derece ustayız.
- We are extremely competent.
Bir İngilizce öğretmeni olarak kalifiyedir.
- He is qualified as an English teacher.
Daha kalifiye birisini işe almış olmaları gerekiyordu.
- They should have hired someone more qualified.
Sizce bu iş için nitelikli miyim?
- Do you think I'm qualified for that job?
Tom bu iş için nitelikli.
- Tom is qualified for this job.
Daha vasıflı olduğumu düşünmüyor musun?
- Don't you think I'm more qualified?
Tom bu iş için Mary kadar vasıflı değil.
- Tom isn't as qualified for the job as Mary is.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
O bir doktor olarak nitelendirilir.
- He is qualified as a doctor.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
judicial authority having competent jurisdiction.
He is a competent skier and an expert snowboarder.