O, gür bir sesle ağlamaya başladı.
- She began to cry in a loud voice.
O, yumuşak bir sesle konuştu.
- She spoke with a soft voice.
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
- He made a speech using his unique tone of voice.
Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
- Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.
Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
- There was a scornful note in his voice.
O edilgen çatı değil.
- That is not the passive voice.
O edilgen çatı değil.
- That's not the passive voice.
So shall ye perish; because ye would not be obedient unto the voice of the Lord your God. — Deuteronomy 8:20.