Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Ben bu şehri terk etmek istiyorum ve asla geri gelmek istemiyorum.
- I would like to leave this town and never come back.
Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
- I expect her to come back before lunch.
Eğer geri gelmezsem, girişim muhtemelen başarısız olur.
- If I don't come back, the venture will probably be unsuccessful.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
... And just keep coming back to your breath, to ...
... information coming back from the people that said yes. ...