combined (by effort or ownership)

listen to the pronunciation of combined (by effort or ownership)
İngilizce - Türkçe

combined (by effort or ownership) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

between
arasına

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı. - Tom tried to squeeze in between Mary and John.

Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı. - Tom is caught between a rock and a hard place.

between
arasında

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
between
ila

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.

Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü. - Between 1,490 and 1,635 people died in the sinking of the Titanic.

between
aralık

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

between
aralarında

Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar. - Tom and Mary divided the money between themselves.

İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi. - The two boys cooked their meal between them.

between
arada

İki arada bir derede. - Between a rock and a hard place.

Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede. - If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.

between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir. - Trade friction might arise between the two nations at any moment.

Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı. - The rivalry between them was soon apparent.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
İngilizce - İngilizce
between

We've only got £5 between us.

combined (by effort or ownership)