Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.
- Tom suffered from a collapsed lung.
Tom ısıdan dolayı çöktü.
- Tom collapsed because of the heat.
O, dizlerinin üzerine çöktü.
- He collapsed to his knees.
Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.
- The house seemed about to collapse at any moment.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Soğuk Savaş, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sona erdi.
- The Cold War ended with the collapse of the Soviet Union.
Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
- The news was all about the collapse of the Soviet Union.
Yanan bina çökmek üzereydi.
- The burning building was about to collapse.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
- The old bridge is in danger of collapse.
Yanan bina çökmek üzereydi.
- The burning building was about to collapse.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Tom ısıdan dolayı çöktü.
- Tom collapsed because of the heat.
Ev bir depremde çöktü.
- The house collapsed in an earthquake.