cogitate, usually best done before speaking

listen to the pronunciation of cogitate, usually best done before speaking
İngilizce - Türkçe

cogitate, usually best done before speaking teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

think
sanmak

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir. - Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.

think
düşünmek

Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir. - Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.

Tom onun üzerinde düşünmek istiyor. - Tom wants to think it over.

think
{f} düşün

Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum. - I think he is a doctor.

Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum. - I think he is Mr Brown.

think
{f} düşünmek: Shut up! I'm thinking. Sus! Düşünüyorum. What are you thinking? Neyi düşünüyorsun? I'm thinking how ridiculous this
think
{f} zannetmek
think
{i} düşünce

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz? - I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?

Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim. - I managed to bring him around to my way of thinking.

think
mütalaa etmek
think
{f} aklından geçirmek
think
tefekkür etmek
think
aklına sığdırmak
think
(Bilgisayar) düşünür

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm. - Every time I hear that song, I think of my high school days.

Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü. - They would think the person is modest or lazy.

think
tahmin etmek

Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil. - There is no telling what he is thinking.

think
ummak
think
beklemek

Daha ne kadar beklemek zorunda olacağımızı düşünüyorsun? - How much longer do you think we'll have to wait?

Sanırım biraz daha beklemek zorundayız. - I think we have to wait a little more.

think
ölçünmek
think
hatıra getirmek
think
bir fikirde olmak
think
teemmül etmek
think
(fiil) düşünmek, saymak, anmak, sanmak, tasavvur etmek, zannetmek, aklından geçirmek, planlamak
think
{f} anmak
İngilizce - İngilizce
think