Örnek olarak liderlik etmeliyiz.
- We should lead by example.
Sefere kimin öncülük etmesi gerektiği hakkında konuşuyoruz.
- We're talking about who should lead the expedition.
Grup yürüyüşe öncülük edecek bir rehber kiraladı.
- The group hired a guide to lead the hike.
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Bu kurşun kadar ağır.
- This is as heavy as lead.
A lead from an informer enabled the police to make several arrests.
Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.
- The police and the FBI pursued several leads.
Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
- The police still have no leads.