O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
- She gave a lift to a co-worker.
Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
- Sami needed a few co-workers to assist.
Mary bir meslektaşı ile uyudu.
- Mary slept with a coworker.
Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
- I talked to my coworkers about it.
Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil.
- This clothing is my coworker's, not mine.
Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?
- Is your coworker an American?
Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
- Company policy precludes fraternization between co-workers.
O bir meslektaşa güvendi.
- She trusted a co-worker.
He heard from a coworker that the company planned to merge those departments.
... a factory worker is CEO of America's largest automaker ...
... an auto worker fine-tune some the best most fuel-efficient cars in the world ...