Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.
- The detective used a magnifier to find some clues.
Lütfen ipuçları için günlüğü tarayın.
- Please scan the diary for clues.
Tom'un kesinlikle buradaki şeylerin nasıl işlediği hakkında bir ipucu yok.
- Tom certainly doesn't have any clue about how things work around here.
Soruna herhangi bir ipucu buldun mu?
- Have you found any clues to the problem?
Smith, clue Jones in on what's been happening.
... And our modern world holds important clues to the story. ...
... The clues lie in these symbols. ...