Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

climb; ascent

listen to the pronunciation of climb; ascent
İngilizce - Türkçe

climb; ascent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

climbing
{i} tırmanış

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık. - After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.

Uygun ekipman olmadan kaya tırmanışı tehlikeli. - Rock climbing without proper equipment is dangerous.

climbing
tırmanan

Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm. - I saw some monkeys climbing the tree.

climbing
tırmanarak

Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı. - He escaped from prison by climbing over a wall.

climbing
tırmanıcı

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's accustomed to mountain climbing.

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's used to mountain climbing.

climbing
{f} tırman

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık. - After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.

Ben dağlara tırmanmayı severim. - I like climbing mountains.

climbing
tirman
climbing
tırman(mak)
difficult climb or ascent
zor tırmanış veya çıkış
climbing
{i} artış
climbing
{i} tırmanma

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz. - Those shoes won't do for climbing.

Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı. - Tom tried climbing the tall tree.

climbing
{i} dağcılık

Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz. - We go mountain climbing almost every weekend.

Dağcılıkla ilgileniyorum. - I am interested in mountain climbing.

İngilizce - İngilizce
climbing
climb; ascent