clear; unmistakable; apparent, evident; plain

listen to the pronunciation of clear; unmistakable; apparent, evident; plain
İngilizce - Türkçe

clear; unmistakable; apparent, evident; plain teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

obvious
{s} besbelli

Onun midesinin niçin ağrıdığı besbelli. - It's obvious why his stomach hurts.

Tom besbelli üzgündü. - Tom was obviously upset.

obvious
{s} açık

Mantık açıkça senin güçlü noktandır. - Logic is obviously your strong point.

Onun hatalı olduğu açıktır. - It's obvious he's wrong.

obvious
vazıh
obvious
gün gibi ortada
obvious
bedihi
obvious
obviously açıkça
obvious
gün gibi açık
obvious
celi
obvious
gözle görünen
obvious
belli

Tom'un acı içinde olduğu belliydi. - Tom was obviously in pain.

Onun suça karıştığı belliydi. - Her implication in the crime was obvious.

obvious
apaçık

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır. - In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.

Sosyal hizmetleri aramak zorunda kaldık. Bu apaçık bir çocuk ihmali olayıydı. - We had to call in social services. This was obviously a case of child neglect.

obvious
{s} belli, açık, apaçık, aşikâr
obvious
obviousness aşikârlık
obvious
açıklık
obvious
{s} ortada

Durumun daha kötüye gitmediği ortada. - It is obvious that his condition has not worsened.

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır. - In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.

İngilizce - İngilizce
{s} obvious