Sen beni temizleyici dükkanına götürdün.
- You took me to the cleaners.
Ceketimi kuru temizleyiciye götürür müsün?
- Would you take my jacket to the cleaners?
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
Yas elbiselerini temizlikçiye göndermek mümkün mü?
- Is it possible to send mourning clothes to the cleaner?
Ceketimi kuru temizleyiciye götürür müsün?
- Would you take my jacket to the cleaners?
Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.
- I'd like to send my dress to a dry cleaner.
Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
- I sucked up the dust on the floor with a vacuum cleaner.
Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.
- I'd like to send my dress to a dry cleaner.
I'll have to take this shirt to the cleaners.
glass-cleaner bottle.