Tom korkunç bir ağrısına rağmen bugün bütün sınıflarına öğretti.
- Tom taught all his classes today, even though he had a terrible headache.
Sınıflara henüz kayıt olmadım.
- I haven't registered for classes yet.
Sözlük mü satın alacaksınız?
- Are you going to buy a dictionary?
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- The dictionary contains about half a million words.
Bu sınıfta kırk öğrenci var.
- There are 40 pupils in this class.
Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Matematik dersi iyidir.
- The mathematics class is good.
Sami derslikten çıktı.
- Sami came out of the classroom.
Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
- In the post office, mail is classified according to the place where it is to go.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Bu yarıyıl tatilinde hangi dilin kursunu alacaksın? Arapça 5. seviye.
- Which language class are you taking this semester? Arabic Level 5.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Klasik arabandan gerçekten kurtulmayacaksın, değil mi?
- You aren't really going to get rid of your classic car, are you?
Ne kadar pahalı olursa olsun, o klasik arabayı almak istiyorum.
- I want to get that classic car no matter how expensive it is.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
- I like to listen to classical music.
Burjuva terimi hem orta hem de üst sınıflara bir hakaret olarak kullanılabilir.
- The term bourgeois can be used as an insult by both the lower and the upper classes.
Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama bir eş cinsel gibi görünmek istemedim.
- I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
- Tom fell asleep during sex ed class.
Ben orta tabaka değilim.
- I'm not middle class.
Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.
- The people living here belong to the upper class.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
Ben hiç birinci mevkide uçmadım.
- I've never flown first class.
Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?
- Do you like to exercise alone or with a class?
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Apologizing for losing your temper, even though you were badly provoked, showed real class.
This word has a whole class of metaphoric extensions.
Magnolias belong to the class Magnoliopsida.
I used to fly business class, but now my company can only afford economy.
It is the class of Italian bottled waters.
... work against more robust bootlockers and it doesn't help certain classes of users. But, ...
... Or you go to classes, which you have to pay for. ...