Haftada beş gün buradaki sınıflara ders veririm.
- I teach classes here five days a week.
Tom korkunç bir ağrısına rağmen bugün bütün sınıflarına öğretti.
- Tom taught all his classes today, even though he had a terrible headache.
Sözlük mü satın alacaksınız?
- Are you going to buy a dictionary?
Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
- Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Matematik dersi iyidir.
- The mathematics class is good.
Sami derslikten çıktı.
- Sami came out of the classroom.
Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
- In the post office, mail is classified according to the place where it is to go.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Geçen yıl baharda bir yemek kursuna katıldım ve ekmek nasıl pişirilir öğrendim.
- Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.
Bu yarıyıl tatilinde hangi dilin kursunu alacaksın? Arapça 5. seviye.
- Which language class are you taking this semester? Arabic Level 5.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Bu yarıyıl tatilinde hangi dilin kursunu alacaksın? Arapça 5. seviye.
- Which language class are you taking this semester? Arabic Level 5.
Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
Klasik müzik dinlemeyi severim.
- I like to listen to classical music.
Burjuva terimi hem orta hem de üst sınıflara bir hakaret olarak kullanılabilir.
- The term bourgeois can be used as an insult by both the lower and the upper classes.
Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
- Tom fell asleep during sex ed class.
Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama bir eş cinsel gibi görünmek istemedim.
- I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.
- The people living here belong to the upper class.
Tom orta tabaka, değil mi?
- Tom is middle class, isn't he?
Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.
- I don't accept any kind of comment during my class.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Ben hiç birinci mevkide uçmadım.
- I've never flown first class.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?
- Do you like to exercise alone or with a class?
Apologizing for losing your temper, even though you were badly provoked, showed real class.
This word has a whole class of metaphoric extensions.
Magnolias belong to the class Magnoliopsida.
I used to fly business class, but now my company can only afford economy.
It is the class of Italian bottled waters.
... all all social classes sharing ...
... whether it's through classes or online training, ...