cinsel taciz

listen to the pronunciation of cinsel taciz
Türkçe - İngilizce
sexual harassment

Tom was accused of the sexual harassment of his female colleagues. - Tom kadın meslektaşlarına cinsel tacizle suçlandı.

Nearly every woman I know has experienced some instance of sexual harassment. - Neredeyse tanıdığım her kadın cinsel tacizin bir örneğini yaşadı.

gender-based violence
abuse

Dan sexually abused Linda. - Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu.

(Hukuk) indecent assault
sexual harassment, molestation
molestation
sexual abuse
sexual assault

Rape and sexual assault are crimes of violence. - Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.

Türkçe - Türkçe
Ahlâksızca ve ulu orta veya gizlice söz ve davranışlarla karşı cinse eziyet etme, tedirginlik ve sıkıntı verme
Çalışma hayatında ekonomik güç, üst makam veya başka etkili bir göreve sahip olanların, genellikle karşı cinsi ahlâk dışı birtakım tutum ve davranışlarla cinsel yönden sıkıntıya sokup rahatsız etmesi
cinsel taciz