Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
- The president of the republic is chosen by the people.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
- I realized that what I had chosen didn't really interest me.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
Şapkasını seçmek uzun zaman aldı.
- She took a long time to choose her hat.
Bir şapka seçmek onun uzun bir süresini aldı.
- It took her a long time to choose a hat.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
İstediğinizi seçebilirsiniz.
- You may choose what you like.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
- It rests with you to decide whom to choose for the job.
Çeviri için teşekkürler. Ama başka bir bayrak seçiniz!
- Thanks for the translation. But please choose another flag!
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
I chose a nice, ripe apple from the bowl.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
He was chosen as president in 1990.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
... putting into the index, and the websites have chosen to ...
... discovered and chosen to tell each other in all of this ...