Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
- I realized that what I had chosen didn't really interest me.
O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
- He was chosen to be a member of the team.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
... discovered and chosen to tell each other in all of this ...
... putting into the index, and the websites have chosen to ...