Teklif ettiğine alternatif yok mudur?
- Is there no alternative to what you propose?
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Yürüyebilirsin veya ikinci bir seçenek olarak, seni oraya arabamla götürürüm.
- You can walk, or alternatively, I'll drive you there in my car.
Bana seçenek bırakmıyorsun.
- You leave me no alternative.
Çalışmaktan başka alternatifimiz yok.
- We have no alternative but to work.
Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.
- They had no alternative but to retreat.
Diğer alternatifleri dikkate aldın mı?
- Did you consider other alternatives?
Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.