O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
- He tucked the napkin under his chin.
Çenesindeki komik büyüme nedir?
- What is that funny growth on Mary's chin?
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
- Tom doesn't feel like talking to Mary tonight.
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Fred'le konuşan çocuk Mike'dır.
- The boy talking with Fred is Mike.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
- She had a good time talking with him about his trip.
O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.
- She had a good time talking with him.
Benim hayalim, akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
- My dream is to speak Chinese fluently.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
- It is difficult to speak Chinese well.
The Chinese government issued a white paper entitled Diaoyu Islands are China's inherent territory on the 25th.
- The Chinese government released on 25th Diaoyu Islands are China's inherent territory White Paper.
I'm learning Chinese.
- I am learning Chinese.