Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.
- She looked at me with tears running down her cheeks.
Yanaklarından süzülen yaşlarla ona seslendi.
- She called out to him, with tears running down her cheeks.
Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.
- Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.
Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.
- Tears ran down Alice's cheeks.
Erkek kardeşim yüzsüzleşti.
- My brother got cheeky.
Gluteus Maximus, en yüzsüz Roma imparatorlarından biriydi.
- Gluteus Maximus was one of the cheekiest Roman emperors.
You’ve got some cheek, asking me for money!.
Don't cheek me, you little rascal!.