Bu, şehirde en ucuz mağazadır.
- This is the cheapest store in town.
En ucuzu en iyisidir.
- The cheapest is the best.
Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
- Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Daha ucuz bir odanız var mı?
- Do you have a cheaper room?
Sanırım başka bir mağazada onu daha ucuza bulabilirim.
- I think I can find it cheaper at another store.
Hiçbir şeyi istediğimiz kadar ucuza almayız.
- We get nothing so cheaply as we want.
Böyle bir cimri olma.
- Don't be such a cheapskate.
Sen böyle bir cimrisin.
- You're such a cheapskate.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.
Yapması kolaydır ve ucuzdur.
- It's easy to make and it's cheap.
... to get the cheapest deal on an iPad. ...