Büyüleyici görünüyor.
- It looks fascinating.
Venedik'in büyüleyici bir şehir olduğunu düşünüyoruz.
- We think Venice is a fascinating city.
O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.
- He met many fascinating people in the course of his travels.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
Büyüleyici görünüyor.
- It looks fascinating.
Venedik'in büyüleyici bir şehir olduğunu düşünüyoruz.
- We think Venice is a fascinating city.
Gerçekten bu kadar çekici miyim?
- Am I really that fascinating?