Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.
- Mary thinks that looks are more important than personality.
Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
- Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
- The character depends on personality, not on talent.
O tanınmış bir televizyon karakteridir.
- He's a well-known television personality.
But over and over / I´ll be a fool for you / 'cause you got personality. (“Personality” by Lloyd Price, 1959).