Onlar bu benzin istasyonunda robotları şarj ediyorlar.
- They have charging robots at this gas station.
Onları satın aldığımız mağaza, aşırı yüksek fiyat koymaya başladı, o yüzden başka bir mağaza bulmak zorunda kaldık.
- The store where we used to buy those started charging outrageous prices, so we had to find another store.
Bay Brown geçen yıl bu sınıfın sorumluluğunu yüklendi.
- Mr. Brown took charge of this class last year.
Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür.
- A captain is in charge of his ship and its crew.
Yeterli delil olmadan, Dan'ı cinayetle suçlamak zordu.
- Without sufficient evidence, it was difficult to charge Dan with murder.
Bileti ücretsiz aldım.
- I got the ticket free of charge.
Bu otelde ücretler nedir?
- What are the charges in this hotel?
Cep telefonumu şarj etmek zorundayım.
- I have to charge my mobile phone.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.
- Republican leaders denied the charge.
Tom suçlamayı reddetti.
- Tom has denied the charge.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Dün gece telefonumu şarja takmayı unuttum.
- I forgot to put my phone on the charger last night.
Polonyalı süvari birlikleri Alman tanklarına karşı cesurca hücum etti.
- The Polish cavalry troops charged bravely towards the German tanks.
Cep telefonumu şarj etmeliyim.
- I need to charge my cellphone.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Tom daha fazla masraf bekliyor.
- Tom is anticipating more charges.
Ekstra masraf var mı?
- Is there any extra charge?
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder.
- The solar panels charge the batteries during the day.
O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.
- He was in charge of the fundraising efforts.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Tom çok pahalı dolaşım ücretleri olduğu için burada cep telefonunu kullanamıyor.
- Tom can't use his cell phone here because he has very expensive roaming charges.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
- Tom was charged with embezzling money from the city.
Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.
- Although they were not guilty, they were charged.
Tom cezalandırılmadı.
- Tom hasn't been charged.
Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.
- Tom currently faces charges of aggravated assault.
Tom saldırı ile suçlanıyor.
- Tom has been charged with assault.
Suçlu olmamalarına rağmen, itham edildiler.
- Although they were not guilty, they were charged.
Tom pili şarj etmek zorundaydı.
- Tom had to charge the battery.
Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.
- Don't forget to charge your cell phone.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Patron beni görevlendirdi.
- The boss put me in charge.
Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.
- That company charges a monthly service fee of thirty dollars.
Bunu benim hesabıma yaz.
- Charge this to my account.
Bu faturayı benim hesabıma yazın.
- Charge this bill to me.
Bazı perakendeciler daha az fiyat ister.
- Some retailers charge less.
Soygun suçlamasıyla hapisteydi.
- He was in prison on a charge of robbery.
Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
Arabamın aküsünü doldurmam gerek.
- I have to charge the battery of my car.
Smith is called for charging, and the Nimrods will get the ball.
I'm charging you with grand theft auto.
A charge of 5 dollars.
I'm charging you with cleaning up the kitchen.
Don't forget to charge the drill.
Let's charge this to marketing.
The child was a charge of the nanny.
Will I get charged for this service?.
That's a slanderous charge of abuse of trust.
The child was in the nanny's charge.
Pickett died leading his famous charge.
Can I charge my Amazon purchase to Paypal?.
The ship had a charge of colonists and their belongings.
Charge your weapons, we're moving up.
... says, the post office is going to start charging a penny for ...