Herkesin kendi karakteri var.
- Everyone has a character of his own.
Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Onda kişilik sorunu var.
- She has a character defect.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
- The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
- The Japanese language has many distinctive characteristics.
O iyi bir insan sarrafı.
- He's a good judge of character.
Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.
- Bitterness and revenge are not part of my character. Life's too short. One shouldn't spend time on bitterness and revenge.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
- Dreams are the touchstones of our characters.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
- Dreams are the touchstones of our characters.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
I'm already able to write Chinese characters.
- I am already able to write Chinese characters.
He is quite a character.
- He's quite a character!
... campaign has tried to characterize me as ' as someone who's very different than who I ...