Değişen koşullara hızla uyum sağla.
- Quick to adapt to changing circumstances.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Tom garajda yağını değiştiriyor.
- Tom is in the garage changing his oil.
Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.
- Tom's favorite singer is always changing.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Tedarikçi firmamı değiştirmeyi düşünüyorum.
- I'm thinking about changing my supplier.
Benim değişmeye niyetim yok.
- I have no intention of changing.
Her şey değişmek üzere.
- Everything is changing.
İnsanları değiştiremezsin. Onlar kendileri değişmek zorundalar.
- You can't change people. They have to change themselves.
Değişmek için asla çok geç değildir.
- It's never too late to change.
Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.
- You need to have exact change to pay the toll of the expressway.
O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
- Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
Programımızda bir değişiklik yapamayız.
- We cannot make a change in our schedule.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- Man's skin is very sensitive to temperature changes.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Onu değiştirmek istiyorum.
- I want to change that.
Soyunma odası nerede?
- Where is the changing room?
Soyunma odasında çantamı çaldırdım.
- I had my purse stolen in the changing room.
Kartını ya da para üstünü makinede unutmamak için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
Tom sürücüye para üstünün kalmasını söyledi.
- Tom told the taxi driver to keep the change.
Yanında bozuk para var mı?
- Do you have small change with you?
Üzgünüm, daha küçük bozuk param yok.
- I'm sorry, I don't have smaller change.
Biraz para bozdurmak istiyorum.
- I'd like to change some money.
Tom cebinden demir para çıkardı ve onu adama verdi.
- Tom took some change out of his pocket and gave it to the man.
Tom konu üzerinde uzun süre düşündükten sonra fikrini değiştirdi.
- Tom changed his mind after thinking over the matter for a long time.
Mary üzerine güzel bir elbise giydi.
- Mary changed into a very nice dress.
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Değişiklik yapmak zor olacak.
- Making changes will be difficult.
Sadece bir değişiklik yapmak istedim.
- I just wanted to make a change.
Mary, Tom'un davranış ve iş alışkanlıklarındaki belirgin değişimi farketmişti.
- Mary had noted a distinct change in Tom's behavior and work habits.
Bebeğin bez değişimine ihtiyacı var.
- The baby needs a diaper change.
Fiyatlar önceden haber vermeden değiştirilebilir.
- The prices are subject to change without notice.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Bana paranın üstünü yanlış verdin.
- You gave me the wrong change.
Kartını ya da para üstünü makinede unutmamak için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
Tebdilimekânda ferahlık vardır.
- A change of scenery would provide comfort.
Yanında bozuk para var mı?
- Do you have small change with you?
Üzgünüm, daha küçük bozuk param yok.
- I'm sorry, I don't have smaller change.
On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.
- I want to change ten thousand yen to dollars.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That will change nothing.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
Asla değişmezsin, değil mi?
- You never change, do you?
Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
- I'd like to make some changes in the draft.
Para değiştirmek istiyorum.
- I would like to change money.
Nerede para değiştirmek için bir yer bulabilirim?
- Where can I find a place to change money?
Kartını ya da para üstünü makinede unutmamak için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
Tom sürücüye para üstünün kalmasını söyledi.
- Tom told the taxi driver to keep the change.
Keşke eve gitmek ve daha uygun bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.
- I wish I had time to go home and change into something more appropriate.
Keşke eve gitmek ve başka bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.
- I wish I had time to go home and change into something else.
Tom üzerini değişmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to change.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That'll change nothing.
NBC has set a date for the changing of the guard at The Tonight Show. After 17 years, Jay Leno will sign off as host of the venerated late-night talker.
After a brisk walk, I washed up and changed my shirt.
The clowns changed into their costumes before the circus started.
I had to change the wording of the ad so it would fit.
A customer who pays with a 10-pound note for a £9 item receives one pound in change.
Can I get change for this $100 bill please?.
The train journey from Bristol to Nottingham includes a change at Birmingham.
The product is undergoing a change in order to improve it.
I would give any thing to change a word or two with this person.
Our plan to transition from products to solutions is a game-changing moment for our company.
... the ways that NGOs and other groups are already changing ...
... but because they're interested in changing the world. ...