Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
- Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
- The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
- Repetition does not transform a lie into a truth.
Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
- This book will transform your life.
Onlardan ikisi kimyayı modern bilime dönüştürdü.
- The two of them transformed chemistry into a modern science.
İo, Zeus'un sevgililerinden biriydi ve onun tarafından bir ineğe dönüştürüldü.
- Io was one of the lovers of Zeus and was transformed into a cow by him.