chance meeting

listen to the pronunciation of chance meeting
İngilizce - Türkçe
tesadüf
encounter
{f} rastlamak
encounter
karşılaşmak

En çok hangi tür hayvanlarla karşılaşmaktan korkarsınız? - What kind of animals are you most afraid to encounter?

encounter
{i} rastlama
encounter
karşılaşma

Bu bizim ilk karşılaşmamızdı. - That was our first encounter.

Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı. - Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.

encounter
{f} (bir tehlike veya zorlukla) karşı karşıya gelmek
encounter
rastlaşmak
encounter
rast

Yeni bir dil öğrenirken ben her zaman zaten bildiğim dillerde benzerliklere rastlıyorum. - When I learn a new language, I always encounter similarities with the languages I already know.

encounter
rastgelme
encounter
{f} karşılaş

Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı. - Never in his life had he encountered such a dilemma.

Bu bizim ilk karşılaşmamızdı. - That was our first encounter.

encounter
{i} rastlantı
encounter
{f} yüz yüze gelmek
encounter
i karşı karşıya gel mek
encounter
(Sosyoloji, Toplumbilim) karşılaşma (goffman)
encounter
{i} eğitim amacıyla toplanma
encounter
dövüş
encounter
{f} çarpışmak
encounter
karşılamak
İngilizce - İngilizce
{i} encounter
chance meeting

    Heceleme

    chance meet·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    çäns mitîng

    Telaffuz

    /ˈʧans ˈmētəɴɢ/ /ˈʧæns ˈmiːtɪŋ/