Ben ne şanslı bir çocuk olduğumu biliyorum.
- I know what a lucky boy I am.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Tom en kötü talihe sahipti.
- Tom has had the toughest luck.
Tom'un talihi yüzüne güldü.
- Tom got a lucky break.
Tom en kötü talihe sahipti.
- Tom has had the toughest luck.
Talih işte, kader benden yanaydı.
- As luck would have it, Providence was on my side.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
- It's bad luck to say that.
Bu kitap benim uğurlu eşyam. Onu her beş ayda okurum.
- This book is my good luck charm. I read it every five months.