Our teacher’s so strict, he'd never let us get away with anything in class.
He thought he could get away with not doing any work..
The prouder the individual, the harsher the punishment.
- Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
Tom deserved the punishment he got.
- Tom aldığı cezayı hakketti.
We must abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
He is an authority on criminal law.
- Ceza hukukunda bir otoritedir.
Cézanne knew how to paint nature in a new way.
- Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
But that doesn't affect the sentencing.
- Fakat o, cezayı etkilemez.
Although they were not guilty, they were charged.
- Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.
Tom hasn't been charged.
- Tom cezalandırılmadı.
He was disciplined for his wrongdoing.
- O kabahati için cezalandırıldı.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
Tom had no choice but to pay the fine.
- Tom'un cezayı ödemekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
Terrible punishments were promised her.
- Ona korkunç cezalar söz verildi.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
We should abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
We award punitive damages in the amount of two million dollars.
- İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.