cezalandırılabilir

listen to the pronunciation of cezalandırılabilir
Türkçe - İngilizce
punishable

Murder is punishable by death. - Cinayet ölümle cezalandırılabilir.

Suicide attempts are punishable by death. - İntihar girişimi ölümle cezalandırılabilir.

{a} worthy or capable of punishment
liable to or deserving punishment; "punishable offenses"
Able to be punished; appropriate for punishment
{s} liable to be punished, may be punished
subject to punishment by law; "a penal offense"
liable to or deserving punishment; "punishable offenses
If a crime is punishable in a particular way, anyone who commits it is punished in that way. Treason in this country is still punishable by death. in law, a punishable act can be punished
Deserving of, or liable to, punishment; capable of being punished by law or right; said of person or offenses
ceza
punishment

Tom certainly hadn't done anything that deserved that kind of punishment. - Tom kesinlikle o tür cezayı hak edecek bir şey yapmadı.

Tom deserved the punishment he got. - Tom aldığı cezayı hakketti.

ceza
penalty

His crime deserved the death penalty. - Onun suçu ölüm cezasını hak etti.

We should abolish the death penalty. - Ölüm cezasını kaldırmalıyız.

ceza
criminal

He is an authority on criminal law. - Ceza hukukunda bir otoritedir.

Jail is where criminals go to be punished. - Hapishane suçluların cezalandırılmak için gittiği yerdir.

ceza
{i} pain

Cézanne knew how to paint nature in a new way. - Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.

ceza
{i} infliction
ceza
forfeiture
ceza
{i} imposition
ceza
{i} forfeit
ceza
recompense
ceza
sentencing

But that doesn't affect the sentencing. - Fakat o, cezayı etkilemez.

ceza
payoff
ceza
scourge
ceza
penance
ceza
(Ticaret) charge

Although they were not guilty, they were charged. - Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.

Tom hasn't been charged. - Tom cezalandırılmadı.

ceza
(Kanun) abandum
ceza
sconce
ceza
sanction
ceza
discipline

He was disciplined for his wrongdoing. - O kabahati için cezalandırıldı.

ceza
correction
ceza
chastisement
ceza
fine

Tom had to pay a fine for jaywalking. - Tom yaya geçidinden geçmediği için ceza ödemek zorunda kaldı.

Tom had no choice but to pay the fine. - Tom'un cezayı ödemekten başka hiçbir seçeneği yoktu.

ceza
punishments

Terrible punishments were promised her. - Ona korkunç cezalar söz verildi.

ceza
1.punishment; penalty
ceza
law fine
ceza
punishment; penalty; fine
ceza
(oxford üniv.) sconce
ceza
(Hukuk) penalty, punishment
ceza
penal

Tom believes that the death penalty should be abolished. - Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.

The man is liable to the death penalty. - Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.

ceza
sports penalty
ceza
(okul) imposition
ceza
law sentence, punishment
ceza
punitive

We award punitive damages in the amount of two million dollars. - İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.

ceza
retribution
ceza
conclusion
ceza
oppression
ceza
apodosis
Türkçe - Türkçe

cezalandırılabilir teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

CEZA
(Osmanlı Dönemi) Karşılık, mukabil, ivaz. Cürüm veya günâh işleyenlere verilen azab
CEZA
(Osmanlı Dönemi) Gr: Şart cümlelerinde ikinci kısım. Bak: Şart
Ceza
(Osmanlı Dönemi) İHTİSAB
Ceza
(Osmanlı Dönemi) UKBA
Ceza
(Hukuk) UKUBET
ceza
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama
ceza
(Osmanlı Dönemi) hüzünle, ümitsizlikle ağlayıp sızlanmak
ceza
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama: "... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz."- Anayasa
ceza
Uygun görülmeyen tepki ve davranışları önlemek için üzüntü, sıkıntı, acı veren uygulama
cezâ
(Osmanlı Dönemi) karşılık, mukâbil
cezalandırılabilir