The question remains unanswered.
- Soru cevapsız kalıyor.
Many questions remain unanswered.
- Birçok soru cevapsız kalmaktadır.
I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
Tom didn't know how to reply.
- Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
You must answer the question.
- Bu soruyu cevaplamalısın.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
She wrote him a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
He wrote her a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
- Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.