cevapsız

listen to the pronunciation of cevapsız
Türkçe - İngilizce
unanswered; unreturned
unanswered yanıtsız
unanswered

The question remains unanswered. - Soru cevapsız kalıyor.

An interesting question remained unanswered. - İlginç bir soru cevapsız kaldı.

answerless
unreturned
cevap
{i} reply

Tom didn't know how to reply. - Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Please write me a reply soon. - Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

cevap
{i} answer

I'm Japanese, the boy answered. - Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.

Larry Ewing doesn't answer me. - Larry Ewing bana cevap vermiyor.

cevap
response

She wrote him a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

I'm sorry for the late response. - Geç cevap için özür dilerim.

cevap
(Ticaret) return
cevap
replication
cevap
ans
cevap
to answer
cevap
responsive to
cevap
1.answer, reply
cevap
answer, reply yanıt, karşılık
cevap
law defense
cevap
{i} rejoinder
Türkçe - Türkçe
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız (olarak)
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız olarak
Cevap
yanıt

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

Cevap
(Osmanlı Dönemi) MECUBE
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt: "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi, düşünüyordu."- S. F. Abasıyanık
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
cevapsız