Pinocchio, although alone, defended himself bravely.
- Pinokyo, tek başına olmasına rağmen, kendini cesurca korudu.
Chris brought her a present and bravely gave it to her.
- Chris ona bir hediye getirdi ve cesurca ona verdi.
I boldly jumped into the sea.
- Cesurca denize atladım.
The ship's mission is to boldly go where no man has gone before.
- Geminin görevi daha önce insanın gitmediği yerlere cesurca gitmek.
The warriors fought valiantly, but the defeat was inevitable.
- Savaşçılar cesurca savaştı, ancak yenilgi kaçınılmazdı.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.