Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
- It is not certain when he came here.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
- He is threatened by a certain gangster.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
- Ted was certain of winning the game.
Ona belli bir genç doktor tarafından bakıldı.
- He was taken care of by a certain young doctor.
Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
- I'm not certain about anything.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
- I'm pretty certain I haven't made any mistakes.
Tom kesinlikle hepimizin eğlendiğinden emin oldu.
- Tom certainly made sure we all had a good time.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows what to do.
Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows where he needs to go.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
- It's still not certain who's going to win this match.
Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.
- Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.
- You can't communicate without a basic understanding of certain rules.
Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
- The prices of certain foods vary from week to week.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
- There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided.
Certain people are good at playing (contract) bridge.
Tom certainly should've kept his promise.
- Tom certainly should have kept his promise.
I certainly didn't plan doing on that.
- I certainly didn't plan to do that.
... you come here for so long and we've got his certain experiencing in working in ...
... Um, of course, the United States, uh, continues to have certain sanctions on Iran, along with ...