cennetlik

listen to the pronunciation of cennetlik
Türkçe - İngilizce
chosen
deserving of heaven
heavenly
destined for heaven
destined for heaven, deserving of heaven
(Adlar, İsimler) nâciye
cennet
{i} heaven

There are more things in Heaven and Earth, Horatio, than are dreamt of in your philosophy. - Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.

I can wait to love in heaven. - Cennette sevmek için bekleyebilirim.

Cennet
City of God
cennet
{i} Eden
cennet
{i} glory
cennet
dorado
cennet
promise
cennet
shangri-la
cennet
Elysium
cennet
paradise

This beach is a paradise for surfers. - Bu plaj sörfçüler için bir cennet.

Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory. - Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.

cennet
seventh heaven
cennet
promised land
cennet
pie in the sky
Cennet
Eden; the new Jerusalem
Yüzünü gören cennetlik
You're a sight for sore eyes
cennet
heavenly place, perfectly delightful place, paradise
cennet
heaven; paradise
cennet
the happy hunting grounds
cennet
Pearly Gates
cennet
paradise, heaven
cennet
the Garden of Eden
cennet
pie
cennet
very beautiful garden
cennet
kingdom

John said that the kingdom of heaven was near. - Yahya, cennet krallığının yakında olduğunu söyledi.

cennet
zion
cennet
olympus
cennet
the new jerusalem
cennet
jerusalem
cennet
canaan
Türkçe - Türkçe
Öldükten sonra yerinin cennet olacağına inanılan (kimse)
Yeri cennet olan, cennetmekân (kimse)
Yeri cennet olan, cennetmekân
nâci
naci
cennetmekan
CENNET
(Osmanlı Dönemi) Allah'a (C.C.) inanan ve O'na ibadet ve itaat edenlerin, iman ve İslâmiyyet'e ihlâs ve sadâkatle hizmet edenlerin, Kur'ana bir hizb-ül Kur'ân olarak mücâhidâne bir sûrette hizmetkâr olan mücâhidlerin, cihâd-ı diniyye erlerinin âhirette fazl-i İlâhi ile gidip ebediyyen içinde kalacakları mekân ve mesken. Cennet'in varlığını bütün peygamberler, onların yolundan giden âlimler ve ermiş kişiler, evliyalar ittifakla haber vermişlerdir. Esasen Allah'ın adaleti, Cehennem gibi Cennet'in de varlığını gerektirir. İna
Cennet
(Osmanlı Dönemi) REFREF
Cennet
aden
Cennet
firdevs
Cennet
(Osmanlı Dönemi) HÜSNA
Cennet
uçmak
Cennet
behişt
cennet
Çok güzel, huzur veren (yer)
cennet
Dinî inanışlara göre iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak (II), behişt: "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni."- Yunus Emre. Çok güzel, huzur veren (yer): "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."- M. A. Ersoy
cennet
Dinî inanışlara göre, iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer; uçmak, behişt
cennetlik