Tom and Mary were a match made in heaven.
- Tom ve Mary cennette yapılan bir eşti.
I can wait to love in heaven.
- Cennette sevmek için bekleyebilirim.
The island is a paradise for children.
- Ada çocuklar için bir cennet.
Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.
- Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.
John said that the kingdom of heaven was near.
- Yahya, cennet krallığının yakında olduğunu söyledi.