Tom and Mary were a match made in heaven.
- Tom ve Mary cennette yapılan bir eşti.
To different minds, the same world is a hell, and a heaven.
- Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.
This park is a paradise for children.
- Bu park çocuklar için bir cennet.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
John said that the kingdom of heaven was near.
- Yahya, cennet krallığının yakında olduğunu söyledi.