causing pain or distress, either physical or mental

listen to the pronunciation of causing pain or distress, either physical or mental
İngilizce - Türkçe

causing pain or distress, either physical or mental teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

painful
{s} ağrılı

Bu sabah sol gözümde bir ağrı vardı fakat şimdi daha az ağrılı. - This morning I had a pain in my left eye, but it is less painful now.

Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır. - Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.

painful
ıstıraplı
painful
acı veren

Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar. - These are the most painful memories I have of my childhood.

painful
{s} acıtan
painful
painfullyıstırap vererek
painful
meşakkatli
painful
painfulnessacı
painful
meşakkatle
painful
{s} yorucu

O gerçekten yorucu görünüyor. - That looks really painful.

painful
(Tıp) a.Ağrılı, acılı
painful
{s} zahmetli

O gerçekten zahmetli görünüyor. - That looks really painful.

painful
{s} eziyetli

Çok eziyetli. Onu durdurun! - It's so painful. Stop it!

painful
{s} zahmetli, güç
painful
{s} acıklı, üzücü
painful
ıstırap çektiren
painful
{s} acı

O, acı verecek şekilde zayıftı. - She was painfully thin.

O, acı verecek şekilde zayıftı. - He was painfully skinny.

painful
kederlendirici
painful
{s} ağrıtan
painful
{s} üzücü

Umarım çok üzücü değildi. - I hope it wasn't too painful.

İngilizce - İngilizce
painful
causing pain or distress, either physical or mental