O, olumsuz bir izlenim bırakıyor. - He makes an unfavorable impression.
O, olumsuz bir izlenim bırakıyor.
He makes an unfavorable impression.
Bana olumsuz bir prognoz verildi. - I was given an unfavorable prognosis.
Bana olumsuz bir prognoz verildi.
I was given an unfavorable prognosis.
The wind was right under the land, the tide unfavorable.