Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
- War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
Bu sana keder getirecektir.
- This will bring you to grief.
Keder en kötü acılardan biridir.
- Grief is one of the worst sufferings.
Herkes acıyla farklı şekilde baş eder.
- Everybody deals with grief differently.
Kız üzüntüye yenik düştü.
- The girl was overcome with grief.
Onun konuşması onu üzüntüsünden uzaklaştırdı.
- His talk distracted her from grief.
O felaketten kurtulmaya çalışmak yerine kederi içinde debeleniyor gibi görünüyordu.
- She seemed to be wallowing in her grief instead of trying to recover from the disaster.
Surely, he hath borne our griefs, and carried our sorrows. -Isaiah 53:4.