Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı.
- Mary was the most enchanting creature that Tom had ever seen.
Ben onların çocuklarını büyülemiyorum.
- I'm not enchanting their children.
Sihirbaz zarardan korumak için şatoyu büyülüyor.
- The wizard enchants the castle, protecting it from harm.
Ben onların çocuklarını büyülemiyorum.
- I'm not enchanting their children.
Onun küçük kahkahasıyla büyülenmişti.
- She was enchanted by his little laugh.
Kolyeyi büyülemek için birkaç sihirbaza ihtiyacın var.
- You need several wizards to enchant the necklace.