Partimiz için on kasadan daha fazla biraya ihtiyacımız var.
- We need more than ten cases of beer for our party.
Bilgisayar kasanıza uygun fan ve radyatör takın.
- Install properly the fans and radiator in your computer case.
Boks ve hokey gibi sporları sevmem.
- I don't like such sports as boxing and hockey.
Okulumuzda bir boks kulübümüz var.
- We have a boxing club in our school.
Tom CD'yi kutusundan çıkardı ve onu çalara taktı.
- Tom took the CD out of its case and put it into the player.
Tom Mary'ye sarılabilmek için gitar kutusunu yere bıraktı.
- Tom put the guitar case down so he could hug Mary.
Polisler cinayet vakasını soruşturuyor.
- The police are looking into the murder case.
Okulda su çiçeği ile ilgili sadece bir vaka vardı.
- There was only one case of chicken pox at the school.
Bu kural her durumda uygulanamaz.
- This rule cannot be applied in every case.
Durumla başa çıkmak benim için zor.
- It is difficult for me to handle the case.
Tom gitarı kılıfından çıkardı ve çalmaya başladı.
- Tom took his guitar out of its case and started playing.
Yeni bir gitar kılıfı satın almak istiyorum.
- I want to buy a new guitar case.
Onun olayla bir ilgisi yoktu.
- He had nothing to do with the case.
O, on olayın dokuzunda hatalıdır.
- She is wrong in nine cases out of ten.
Çantayı polise bırakın!
- Put the case in the hands of the police.
Makyaj çantamı bulamıyorum.
- I can't find my vanity case.
Ona, bu valizi üst kata taşıtacağım.
- I'll get him to carry this case upstairs.
Böylece boks yapmaya başladım.
- That's how I started boxing.
13 yaşından beri boks yapıyorum.
- I've been boxing since I was thirteen.
Bu durumda, bir sorunumuz var.
- In that case, we've got a problem...
Sorun olursa, lütfen beni arayın.
- In case of trouble, please call me.
Yağmur yağması halinde, gitmem.
- In case it rains, I won't go.
Yangın haline, 119'u ara.
- In case of fire, call 119.
Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
- Private detectives were hired to look into the strange case.
Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.
- He was surprised to hear about the murder case.
Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
- I locked the door, in case someone tried to get in.
Polis davayla ilgili yeni kanıtlar ortaya çıkarmıştır.
- The police have uncovered new evidence related to the case.
Polis cesedin yanında bir mermi kovanı buldu.
- The police found a cartridge case next to the body.
Deliller olayın tam tersi olduğuna işaret ediyor.
- The evidence suggests the opposite is the case.
Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
- Can a case be made for late-term abortions?
Hastalanırsan bu ilacı al.
- Take this medicine in case you get sick.
Sami, Leyla ile bir konuyu görüşmek istiyordu.
- Sami wanted to discuss a case with Layla.
Onların durumunda, bu ilk görüşte aşktı.
- In their case, it was love at first sight.
Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
- That being the case, he had little to say.
Bu ambalajdaki yumurtalar diğer ambalajdakilerden daha tazedir.
- The eggs in this case are fresher than those in the other case.
Polis cesedin yanında bir mermi kovanı buldu.
- The police found a cartridge case next to the body.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
O takdirde, öyle olsun.
- In that case, so be it.
Bildiğim kadarıyla mesele bu değil.
- As far as I know, this is not the case.
You are in the grounds of Brockholes Abbey, a house into which a great deal of valuable property has just been moved. And your job is to case the joint for a break in.
The doctor told us of an interesting case he had treated that morning.
In case of fire, break glass.
Latin has six cases, and remnants of a seventh.
There were another five cases reported overnight.
Latin is a language that employs case.
Some people like to split the casing of a sausage before cooking so it doesn't split, others don't.
The replacement string should have the same casing as the matched text.
... why are you still here well huntley but casing ...