Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi.
- Tom wanted to bring home a souvenir.
Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
- You do not have to bring your lunch.
S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?
- Can S. Jobs bring back the magic to Disney?
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?