Ona bakmak için para gönderdi.
- He sent money to help care for her.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
- I don't care for the way he talks.
Ben yabancı yemekten hoşlanmam.
- I don't care for foreign food.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
- Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- I have to take care of the neighbor kids.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- You're going to have to take care of this by yourself.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
- I don't care for flowers very much.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
- Don't worry. I'll take care of that.
O, hasta annesi için endişe ediyor.
- She cares for her sick mother.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onun tasasız bir hayatı vardır.
- Her life is free from care.
I cared for my ailing mother for five years.
Still, while most Japanese may not care for the meat, many object to calls to stop whaling.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... and can't care for themselves are cared by ' by one another. ...
... you're going to manage your care for your poor in the way you think best. ...