O görüşlerinde esnektir.
- She is flexible in her opinions.
Eğitim sisteminin daha fazla esnek olması gerekir.
- The education system needs to be more flexible.
Menisküs bir kemik değildir. Bu bir kıkırdak, esnek, elastik bir dokudur.
- The meniscus is not a bone. It is a cartilage, a flexible, elastic tissue.