Tom told his son the story about a monster that ate children.
- Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı.
A hideous monster used to live there.
- Orada korkunç bir canavar yaşardı.
They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me.
- Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
A bear is a friendly beast compared to a tiger.
- Bir ayı bir kaplanla karşılaştırıldığında bir dost canavardır.
Sami was in the belly of the beast.
- Sami canavarın karnındaydı.
Don't provoke the beast.
- Canavarı tahrik etmeyin.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!