It's true that he saw a monster.
- Onun bir canavar gördüğü doğrudur.
Tom told his son the story about a monster that ate children.
- Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı.
A bear is a friendly beast compared to a tiger.
- Bir ayı bir kaplanla karşılaştırıldığında bir dost canavardır.
You really have to control your jealousy. It's like a beast inside of you.
- Gerçekten kıskançlığını kontrol etmek zorundasın. O senin içindeki bir canavar gibidir.
The most dangerous beast is the beast within.
- En tehlikeli canavar içindeki canavardır.
Sami was in the belly of the beast.
- Sami canavarın karnındaydı.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!